Bingöl Üniversitesinin başvurusu üzerine Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret verilen Bingöl Balı, 10 Temmuz 2024 tarihinde AB’den de coğrafi işaret aldı.
Çobantaşı Kavurması, Sivan Dut Pekmezi, Yedisu Horoz Kuru Fasulyesi ve Guldar Domatesi ile birlikte Bingöl’ün 5 coğrafi işaretli ürününden biri olan Bingöl Balı, aromasını ilin endemik bitkilerinden alıyor.
Bingöl Üniversitesi tarafından Bingöl Balına coğrafi işaret alınması için hazırlanan dosyada, Bingöl coğrafyasında yaklaşık 300 endemik bitki taksonu ile 1700 bitki bulunduğu kaydedildi.

BİNGÖL BALININ AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ

Bingöl Balının renginin açık amberden koyu ambere kadar değişebildiği belirtilen başvuru dosyasında, balın ayırt edici özellikleri ile ilgili şu bilgilere yer verildi: “Bingöl ili dağlarla çevrilidir. İl genelinde dağlık sahalar üzerinde farklı yükseltilerde volkanik platolar, dağlık sahaları yaran ve fay hatlarına yerleşen akarsuların oluşturduğu vadiler, dağlık kütleler arasında tektonizmaya bağlı olarak oluşan ova ve havzalar, ana morfolojik üniteleri oluşturur. Kısa mesafelerde değişen yükselti ve yer şekilleri, yarılmış topoğrafya iklim elemanlarında ve bitki örtüsünde çeşitliliğe yol açar. Yaylaların ortalama yüksekliği 1500-2000 m olduğundan, yaz dönemi serin geçer ve çiçeklenme süresi uzar. Coğrafi sınırın bu yapısı, arıcılık faaliyetleri açısından haziran ayından ekim ayına kadar kullanılabilecek konaklama sahalarının oluşmasını sağlar. Ayrıca arıcılık için korunaklı lokal sahaların mevcudiyetine imkan verir. 
Çiçeklenme periyodu mart ayının ilk haftasında başlayıp ağustos ayının sonuna kadar devam eder. 1900-2500 m’lik yüksek yaylalarda ise haziran ayının ilk haftasında başlayıp ağustos ayının sonuna kadar sürer. Arıcılık faaliyetleri de çiçeklenme periyodu ile başlayıp sağım dönemi olan ağustos ayının son haftasında biter. 
Bingöl’de ağır sanayi işletmesinin olmaması, toprak ve su kaynaklarının temiz kalmasını sağlamıştır. 
Bingöl’de yıllık yağış miktarı ve güneşli geçen gün sayısının fazla olması, coğrafi sınırın florasını zengin kılar. Ormanlık alanlarda hâkim örtüyü meşeler oluşturur. Step alanlarda ise geven türleri yoğun olarak bulunur. 

-300 ENDEMİK BİTKİ TAKSONU BULUNUYOR-

Bingöl’ün florasında yaklaşık 300 endemik bitki taksonu ile 1700 bitki bulunur. Ayrıca 200’den fazla bitki taksonu, arı bitkisi olarak kayıt altına alınmıştır. Arı floralarında yoğunlukla ön plana çıkan bitki familyaları Asteraceae (papatyagiller), Fabaceae (baklagiller) ve Hypericaceae (kantarongiller)’dir. Özellikle bu familyalara ait Hypericum sp. (kantoron), Xeranthemum sp. (kağıtçiçeği), Centaurea sp. (peygamber çiçeği), Trifolium sp. (üçgül) ve Astragalus sp. (geven) taksonlarından en az birinin bulunması, Bingöl Balının ayırt edici özelliklerindendir.”

-BİNGÖL BALININ ÜRETİM METODU-

Başvuru dosyasında, Bingöl Balının üretim metodu ile ilgili şu bilgilere yer verildi: 
-GENEL HAZIRLIK İŞLEMLERİ: Bingöl ilinde arıcılık faaliyetleri, büyük oranda gezginci arıcılık şeklinde yapılır. Arıcılar faaliyetlerine; mart ayı başında, arı kolonilerinin kış çıkışı bakımı ve beslemesi ile ana arı kontrolü yaparak başlar. Bu hazırlık, mayıs ayı ortalarına kadar devam eder. Arıcılar, nektar akışı verimliliğine göre mayıs ayında coğrafi sınır içinde arılarının yerini değiştirebilir. Bu değişim; üretim döneminde düzensiz yığınlaşma olmamasına dikkat edilerek, Tarım ve Orman Bakanlığı Arıcılık Kayıt Sistemi (AKS) kapsamında ve Bingöl İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Bingöl İli Arıcılar Birliği Koordinasyonunda yapılır. 
Arıların yerlerinin değiştirilmesi, daha çok yüksekliğe bağlıdır. Arılar, yüksekliği 1100 m olan yerlerde vejetasyon azaldığında 1900 m ve daha yukarılara doğru, yerleşim yerlerinden 3-4 km uzak, doğal su kaynaklarına yakın, nektar ve polen akışının bol olduğu alanlara doğru taşınırlar. Bingöl’de genellikle ana nektar akımı mayıs ayı ortalarında başlayıp ağustos ayı sonuna kadar devam eder. Arıcılar bu alanlarda, bal hasadından sonra da arı kolonilerinde ana arı kontrolü ve olası arı zararlılarına karşı, Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliğine uygun şekilde mücadele yapar ve daha sonra kışlatma alanı olan daha düşük rakımlı alanlara dönerler. 
Gezgin arıcılık yapan arıcılar, hasat sonrası bakım ve besleme sonrasında bal üretimi için genellikle Diyarbakır ve Şanlıurfa taraflarına giderler. Arılar, ekim-kasım aylarından sonra Hatay-Adana-Mersin dolaylarına götürülerek kış ayına hazırlık yapılır ve şubat ayı sonuna kadar kışlatılır. Bu dönemde; Arıcılık Kayıt Sistemi (AKS) kapsamında ve Bingöl İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Bingöl İli Arı Yetiştiricileri Birliği ile konaklamanın yapıldığı il ve ilçelerdeki Tarım ve Orman Müdürlükleri ile koordinasyon içinde hareket edilir. 
Gelişen arı kolonileri, kışlatma sonrası Bingöl’e getirilir. Mayıs ayında arı popülasyonunun gelişimi düzenlenir ve yüksek rakımlı yaylalara çıkarılabilir. Kovanlar; yerleşim yerlerine 3-4 km uzağa su kaynaklarına yakın ve hafif eğimli yamaçlara yerleştirilir. Gezginci arıcılıkta, kışlatılan bölgeden coğrafi sınıra getirilen kovan ve çerçevelerde, başka bölgeye ait bal olmaması gerekir. Üretimde kullanılacak kovan ve çerçeveler, Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliğine ve Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemelere Dair Yönetmeliğe uygun biçimde seçilir. 
-ARILARIN KIŞLATILMASI VE KOVAN TEMİZLİĞİ: Sonbaharda kovanda biriken propolisler, kovanın ısı kararlılığını koruduğu için temizlenmez. Propolis temizliği bahar aylarında arılar doğaya çıktığında yapılır. 
Arılar, kapalı alan ve dışarıda olmak üzere iki şekilde kışlatılır. Arıcıların büyük bir kısmı, zayıf popülasyonlarla kışa giriş nedeniyle oluşabilecek riski azaltmak amacıyla dışarıda kışlatmayı tercih eder ve genellikle Hatay-Adana-Mersin dolayları ile Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde kışlatma yaparlar. 
-KAPALI ALANLARDA KIŞLATMA: Kapalı alan kışlatması, coğrafi sınırda yaygın olarak yapılır. Arıcılar arılarını kışlatmak için ışık, nem ve sıcaklık bakımından iyi izole edilmiş özel kapalı alanlar oluşturur. Kışlatma alanında hava sirkülasyonu olmamalıdır. Kışlatma odaları kerpiçten veya ısı değişiminden etkilenmeyen, karanlık, sessiz, havalandırmalı, içinde su donmayacak ve iç sıcaklığı 10 ˚C’yi geçmeyecek şekildedir. İklime bağlı olarak oda sıcaklığı 10 ˚C’yi aşarsa, kapısı açılarak serinletilir. Sıcaklık, günlük olarak kontrol edilir. 
Arılar genellikle aralık ayı başında kışlatmaya alınır ve kovanlar, duvarlara fazla yaklaştırılmadan, zeminden 25-30 cm yükseklikteki sehpaların üzerlerine yerleştirilir. Üst üste en fazla 3 sıra kovan konur. Kovan dizilimi; zayıf koloniler ortada, güçlü koloniler ise altta olacak şekilde yapılır. Kovan tabanında nem nedeniyle su birikmemesi için kovanlar, öne doğru %5 eğimli olacak şekilde yerleştirilir. 
-DIŞARIDA KIŞLATMA: Bu yöntemde kovanlar, doğal şartlara bırakılır. Kışın kar altında kalan ve soğuklara dayanabilen güçlü koloniler bahara ulaşır. 
Kışlatma; uygun havalandırma koşulları sağlanarak, tabandaki polen tuzağının açık bırakılarak ve kovanın üstünde sağlam bir ısı izolasyon sağlanarak yapılır. 
-ARILARIN BAKIMI VE BESLENMESİ: Bal hasadında, kovanın kuluçkalık alanında arıların kışın beslenmesi ve kışı rahat geçirmesi için, genellikle arılı çerçeve sayısının iki katı miktarında bal bırakılır. Örneğin 5 çerçeveli bir arı kolonisinde, 10 kg bal bırakılmalıdır. Ayrıca hava şartlarına bağlı olarak kış mevsiminin uzaması ihtimaline karşı tedbiren sonbahar beslemesi yapılır ve genellikle akşamüzeri uygulanır. Besleme; şeker/su oranı 2/1 veya 1/1 olacak şekilde hazırlanan şeker şurubu ya da Bingöl Balı hasadından kalan ballar ile yapılır, başka yerlere ait ballar kesinlikle kullanılmaz. 
Arıların nektar toplamaya başladığı, mayıs ayı ortalarından ağustos ayı sonuna kadar olan dönemde kesinlikle destek beslemesi yapılmaz. Arılar polen ve nektar toplamaya başladığında ilaç veya herhangi bir kimyasal uygulanmaz. Nektar toplama süresince arı kovanlarının önüne, geniş bir kap içinde içilebilir temiz su konularak arıların su ihtiyacı karşılanır. 
-SAĞIM, HASAT, PAKETLEME VE DEPOLAMA: Coğrafi sınırda 20 gün kesintisiz nektar elde edilebilecek flora mevcut olup nektar akışı, en iyi temmuz ayında olur. 
Arılar polen ve nektar toplamaya başladığında ballıklara, balmumu çerçeveleri yerleştirilir. Bu çerçevelerin tamamı veya 2/3’ü sırlandıktan sonra hasada alınır. Bingöl Balının üretimi, mayıs ayında başlar ve ağustos ayının sonlarına kadar devam eder. Nektar akışına bağlı olarak sağım ağustos ayı sonuna kadar yapılabilir ve yılda bir kez bal hasadı yapılır. 
Hasat zamanı ballar, arı kovanın ballık kısmından alınır, kuluçkalık bölümünden alınmaz. Hasat, günün sıcak saatlerinde yapılmaz. Alınan petekli ballar, hasat çadırına taşınır ve sır tabakaları, sır tarağı ile sıyrılır. Sağım makinasında süzüldükten sonra, 100-200 litrelik krom bal kaplarında biriktirilir. Büyük partiküllerin çökmesi ve kabarcıkların ayrıştırılması için 3 gün bekletilir. Homojen görünüm kazanan ballar; gıda ile temasa uygun kaplara doldurulur, doğrudan güneş ışığından korunarak iç sıcaklığı 4-20˚C olan, kokulardan ari, temiz ve kuru yerlerde depolanır. Hasat edilen ballarda, polen içeriğini değiştirecek şekilde filtreleme yapılmaz. 
Petekli ve karakovan balların hasadında ise arı kovanın ballık kısmından alınan çerçeveler; analiz edilinceye kadar çerçeveli hali korunacak şekilde gıda ile temasa uygun ambalaj malzemeleriyle paketlenir, doğrudan güneş ışığından korunarak iç sıcaklığı 20˚C’yi aşmayan, kokulardan ari, temiz ve kuru yerlerde muhafaza edilir. 
Hasat edilen balların; fizikokimyasal özellikler bakımından analiz edilir. 
Analiz sonuçları uygun bulunan süzme ballar, en fazla 1 kg’lık cam kavanozlara doldurularak satışı sunulur. Analiz sonuçları uygun bulunan petekli ve karakovan ballar ise, gıda ile temasa uygun olan en fazla 3-5 kg’lık dikdörtgen, kare veya laklı ambalajlarda paketlenerek satışa sunulur. Satışa sunulan ballar, doğrudan güneş ışığından korunarak iç sıcaklığı 20˚C’yi aşmayan, kokulardan ari, temiz ve kuru yerlerde depolanır.”
Haber: Ömer ŞANLI