Mikroplastik kirliliği, dünya genelinde hızla yayılan ve çoğu zaman gözden kaçan önemli bir çevresel sorun olarak öne çıkıyor. 5 milimetreden daha küçük plastik parçacıkları, okyanuslardan göllere, nehirlerden havaya kadar her alanda bulunabiliyor. Çevreye verdiği zararlar kadar insan sağlığına da tehdit oluşturan mikroplastikler, uzun vadede kanserojen ve hormonal bozukluklara neden olabiliyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, mikroplastiklerin özellikle deniz ortamlarında sıkça rastlandığını belirtti. “Balıklar ve diğer deniz canlıları, mikroplastikleri besin maddesi olarak algılayıp yiyebiliyor. Bu mikroplastikler daha sonra insan vücuduna geçebiliyor ve sağlık üzerinde ciddi etkiler oluşturabiliyor” dedi.

Türkiye’de de mikroplastik kirliliğiyle ilgili çalışmaların arttığını belirten Cebeci, plastiklerin doğada uzun süre kalabilmesine rağmen üretimlerinin hala devam ettiğine dikkat çekti. "Plastikler, hafif, taşınabilir ve üretimi kolay oldukları için kullanımda. Ancak bu ürünler doğada hızla parçalanmıyor ve kimyasal maddelerle çevreye zarar veriyor" şeklinde konuştu.

Mikroplastiklerin, plastik şişeler, tek kullanımlık pet bardaklar ve kozmetik ürünlerdeki küçük plastik malzemelerden oluştuğuna dikkat çeken Cebeci, “Kozmetik ürünlerinde kullanılan jeller, peelingler ve diş macunlarındaki boncuklar gibi mikroplastikler, kirliliği artırıyor. Yapılan araştırmalarda musluk sularında, balda ve pek çok gıda maddesinde mikroplastiklere rastlandığı tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı. Avrupa’da, 2023 yılında tek kullanımlık plastiklerin yasaklanmaya başlandığını hatırlatan Cebeci, biyoçözünür plastiklerin üretiminin artırılmasının gerekliliğini vurguladı. “Doğada parçalanabilen plastiklerin kullanımı her alanda artırılmalı. Mikroplastikler, çevremize ve sağlığımıza verdiğimiz zararın farkına varmamızı sağlamalı” dedi.

Domuz Gribi Ocak Ayında Zirveye Ulaştı Domuz Gribi Ocak Ayında Zirveye Ulaştı

İHA