Rahmet ve mağfiret ayı ramazanın sonlarına doğru yaklaşırken bu ayın içerisinde bulunan ve Kur’an-ı Kerim’de bin aydan hayırlı olduğu bildirin Kadir gecesini idrak edeceğiz. Kadir gecesi, insanlık tarihinin bir dönüm noktasıdır; zira insanlık alemi için en önemli hadise olan Kur’an-ı Kerim’in “Beytu’l İzze”den yer yüzü sahnesine tedricen inmeye başladığı gecedir.
Karanlık dünyayı aydınlığa çeviren, dünya ve ahiret huzurunu sağlayan, insanın var oluş gayesini insana öğreten yüce kitabımızın indiği gece olan Kadir gecesi, Rabbimizin hakkında müstakil bir sure indirdiği müstesna bir zaman dilimidir. Kur’an-ı Kerim’in 97. suresi olan Kadir suresi, bu geceden bahsetmesi nedeniyle bu adı almıştır. Kadir suresinde Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “Biz onu (Kur’an’ı) kadir gecesinde indirdik. Bilir misin nedir kadir gecesi? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. O gece melekler ve ruh, Rablerinin izniyle her bir iş için iner dururlar. O gece tan yeri ağarıncaya kadar esenlik doludur” (Kadir suresi, 97/1-5).
Yüce Rabbimiz bu surede, insana dünyada huzuru, ahirette ebedi kurtuluşu sağlayacak Kur’an’ı bu gecede indirdiğini, bu gecenin bir ömre bedel feyzi barındırdığını, yer yüzünün meleklerle rahmet ve mağfiret sahnesine dönüştürdüğünü, bu geceyi mutluluk ve sağlık nimetiyle donattığını vurgulamaktadır.
Şeyhulislam Yahya: “Gün gibi tulû itti bu şeb necm-i hidayet/Iyd itti şeb-i kadre irüp ehl-i velayet” (Güneş gibi doğdu bu gece hidayet yıldızı/Bayram ettiler kadir gecesine ulaştıkları için veliler) beytiyle gecenin önemini dile getirmektedir.
Enderunlu Vasıf, kadir gecesini kıymetini şöyle ifade eder: “Bil kadrini zira ki bu şehrin şeb-i kadr’i/Bi-şek sebeb-i mağfiret-i alemiyandır.” (Kıymetini bil; çünkü bu ayın kadir gecesi/Hiç şüphesiz herkesin bağışlanmasına vesiledir.)
Bu gecenin önemine işaret eden sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: “Kim inanarak ve mükafatını Allah’tan bekleyerek kadir gecesini ihya ederse onun geçmiş günahları bağışlanır” (Buharî,” Fazlu leyleti’l Kadr”, 1).
Geceyi ihya ederken kurtuluşun Hz. İbrahim (as) misali sadakatle tevhid inancına sarılmakla olacağını; Hz İsmail (as) gibi derin teslimiyete bürünmekten geçtiğini; Hz Eyüp (as) gibi sarsılmaz bir sabırla kuşanmakla ve Hz Yusuf (as) misali iffet ve haya elbisesine bürünmekle elde edileceğini bilmeliyiz.
Kadir gecesi tövbe istiğfarda bulunarak ve Allah’a yaklaştırıcı ameller işleyerek geçirmeli. Nafile ibadetler eda edilerek, imkanlarımız ölçüsünde tasaddukta bulunarak, düşkünleri, akrabaları ziyaretler ederek ve bol bol dua ederek ihya edilmeli.
Efendimiz (sas) bu gecede, “Allah’ım sen affedicisin, affı seversin, beni de affet! ( Tirmizi, “Daavat”, 84). duasının yapılmasını tavsiye etmektedir. Bu gecenin feyz ve bereketiyle Hz Peygamberimizin (as) tavsiye ettiği bu duayı sık sık yapmalıyız.
Rabbimizin inayetiyle bu gece idrak edeceğimiz Kadir gecesinde, şöyle bir tefekkürde bulunalım: Ömür sermayemiz, kızgın güneşin altına bırakılan bir buz kütlesinin erimesi gibi hızla tükenmektedir. Bizlere emanet edilen hayat nimetimiz, avucumuzdan bir tüy gibi kayıp gidiyor ve buna engel olma gücüne sahip olamıyoruz. Kısa bir zaman önce mübarek ramazanı karşılamanın sevincini yaşarken şimdi de onu uğurlamanın hazırlığını yapmaktayız. Manevi esintisi, bolluk ve bereketiyle geçici konağımızda gönüllerimize konuk olan ramazan, şimdi de bize veda ederek aramızdan bir kez daha ayrılmaktadır. Bir sonraki ramazanla vuslatımız olacak mı hüznü, yüreklerimizi derinden sarsmaktadır. İşte bu geceyi idrak ederken bütün bunları düşünerek gecenin feyzinden gerektiği şekilde istifade etme gayretinde olmalıyız.
Bir ömre bedel mübarek bir gece olan Kadir gecesinin önemini bilmek, öncelikle Kur’an-ı Kerim’e gönlümüzü, kulaklarımızı açmayı, günah kiriyle paslanan benliğimizi Kur’an’ın rahmet içerikli mesajlarıyla aydınlatmayı, bunalan ruhumuzu, kötülük sarmalındaki dünyamızı Kur’an kurtuluş yüklü iletileriyle arındırmayı gerektirir.
Bu gece vesilesiyle Kur’anla irtibatımızı sağlamlaştırmalıyız. Hayatımızı Kur’an ve sünnet dairesinde tezyin etmeliyiz. Kur’an ve sünnetin ilişkilerimizde, ticaretimizde, kazancımızda kısacası ferdi ve toplumsal hayatımızın her anında ne kadar etkili olduğunu gözden geçirmeliyiz. İnsaf ve vicdan zaviyesinden çevremizdeki hadiselere eğilmeye çalışmalıyız.
Kadir gecesinin feyzinden ve bereketinden nasiplenmemizi temenni ediyorum. Bu gece vesilesiyle başta Filistin olmak üzere tüm İslam aleminin ve insanlığın geçmekte olduğu zorlu süreçten bir an evvel kurtulmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.
Ahmet HAMŞİ