EĞİTİM

Bingöl Üniversitesi'nde Ahilik Konulu Konferans Düzenlendi

Bingöl Üniversitesi'nde Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında 'Fütüvetten Ahiliğe Osmanlı’da Ahilik Teşkilatı’ konferansı yapıldı.

Abone Ol

Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran-ı Veli’yi anmak, Ahilik ilkelerini yaşatmak ve tanıtmak amacıyla her yıl Eylül ayının üçüncü haftasında kutlanan ve bu yıl 37.’si düzenlenen 'Ahilik Haftası' etkinlikleri kapsamında Bingöl Üniversitesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda ‘Fütüvetten Ahiliğe Osmanlı’da Ahilik Teşkilatı’ konulu konferans düzenlendi.
Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ömer Çağatay’ın konuşmacı olarak yer aldığı konferansa; Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdurrahman Gül, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Sinan Bayındır, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Celalettin Uzun, Bingöl Ticaret İl Müdürlüğü yöneticileri ve çok sayıda davetli katıldı.
Konferansta, Ahilik teşkilatının ve fütüvvet kavramının tarihsel gelişimi, Osmanlı’daki yeri ve toplumdaki etkisi üzerine önemli bilgiler paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Çağatay, Ahilik kültürünün, günümüzde de ticaret ve esnaflık ahlâkı açısından önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı.
Her toplumda var olan sivil toplum kuruluşlarının, sosyal düzenin kurulması, sağlanması ve sürdürülmesi açısından kritik vazifeler üstlendiğini belirten Çağatay, “Bu kurumlar, insanlık tarihi boyunca devletlerin siyasi, sosyal, kültürel, askeri ve ekonomik hayatına dokunuşlarda bulunarak gelişimlerine önemli katkılar sağlamıştır. İslam ve Türk toplumlarında da sivil toplum kuruluşlarının toplumun yapısını şekillendiren kuruluşlar olduğu bilinmektedir. Özellikle fütüvvet ve ahilik teşkilatları, bu süreçte büyük rol oynamışlardır” ifadelerini kullandı.

“Fütüvvetin Özü, Yaptığın İş Karşılığında Menfaat Beklememektir”

İlk dönem İslam toplumlarında var olan ve zamanla kurumsallaşan fütüvvet geleneğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Çağatay, “Fütüvvetin kelime anlamı cesaret, yiğitlik ve mertliktir. Tasavvuf çevrelerinde bu kavram diğerkamlık olarak ifade edilmektedir. Yani, fütüvvetin özü yaptığın iş karşılığında menfaat beklememektir. Genel olarak fütüvvetin manasını ve kapsamını ifade etmek gerekirse bunlar; ümmeti düşünmek, başkalarının dertleriyle dertlenmek, kusur ve ayıp örtmek, kimseye kin tutmamak, doğaya saygı, insaf ve adalet, sadakat ve sözünde durmak, iyi ahlâk ve cömertliktir” diye konuştu.
Fütüvvetin düşünsel olarak Emeviler, kurumsal olarak da Abbâsîler döneminde uygulanmaya konulduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Çağatay, ilk kurumsallaşmanın M.Ö. 1000’li yıllarda İran coğrafyasında ortaya çıktığı görüşünün genel kabul gördüğünü söyledi.

Fütüvvetin Anadolu'daki Uygulaması Ahilik’tir

Fütüvvetin Anadolu’daki uygulamasının Ahilik olduğunu belirten Çağatay, Ahiliğin Anadolu’daki köklü tarihine ışık tuttuğunu belirterek şunları söyledi: “Ahilik, Abbâsî halifesi Nasır’ın Anadolu Selçuklu Devleti’ne gönderdiği heyetle başlamıştır. Bu heyet, fütüvvet teşkilatına bağlanmayı hedefleyerek Anadolu’da esnaf teşkilatının temellerinin atılmasında önemli bir rol oynamıştır. Ahiliğin Anadolu’daki yayılımı, özellikle Moğol istilası sonucunda bölgeye gelen derviş, şeyh, gazi ve abdallar gibi esnaf ve zanaatkârlık bilgisine sahip kişilerin katkısıyla hız kazanmıştır. Ahi Evran ve diğer ahi şeyhleri, ahilik öğretilerini şehir ve köylerde yaymakta etkin bir rol oynamışlardır.”  

Ahiliğin İlkeleri Toplumsal ve Ekonomik Hayatın Temelini Oluşturuyor

Ahiliğin toplumsal ve iktisadi hayatı düzenlemeyi amaçlayan temel ilkeleri üzerine bilgiler sunan Dr. Öğr. Üyesi Çağatay, “Ahiliğin ilkeleri, toplumsal ve iktisadi hayatın düzenlenmesine yönelik önemli unsurlar içermektedir. Bu ilkeler arasında, kendi ihtiyacı olduğu halde başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak, öfkelenildiğinde yumuşak davranmak, haklı iken haksızı affetmek ve el emeğini kutsal bir yaşam ilkesi olarak benimsemek gibi davranışlar bulunmaktadır. Ayrıca, herkese karşı iyi duygular beslemek ve bunu ifade edip uygulamak, dayanışma içinde devleti güçlü kılmak, sosyal adalet ve sosyal güvenliği sağlamak ile askeriyeyi dinç tutmak da bu ilkeler arasında yer almaktadır” şeklinde konuştu.
Programın ilerleyen kısmında, Ahiliğin iktisadi ve toplumsal etkileri, dini ve ahlaki fonksiyonları ile çözülme süreci hakkında detaylı bilgiler veren Dr. Öğr. Üyesi Çağatay, günümüzde Ahilik teşkilatından ilham alınarak yapılabileceklere dair önerilerle konuşmasını tamamladı. Konferans, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasıyla sona erdi.