Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “Din ve Deizm” konferansı düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdunnasır Süt, deizm ve din üzerine kapsamlı bir sunum yaptı.
Prof. Dr. Abdunnasır Süt, konuşmasında din ve deizm arasındaki temel farkları, deizmin felsefi altyapısını ve tarihsel kökenlerini katılımcılarla paylaştı. Deizmi; Tanrı’nın evreni yarattıktan sonra buna müdahale etmediği bir inanç biçimi olarak tanımlayan Prof. Dr. Süt, "Deizm, Tanrı’nın varlığını kabul eder ancak vahiy, peygamberlik ve kutsal kitaplar gibi kavramları reddeder. Bu inanç sistemine göre, evrenin düzenli işleyişi Tanrı’nın bir eseri olarak kabul edilse de Tanrı sonrasında bu düzene müdahale etmez" şeklinde açıklamalarda bulundu.
Sür, Tanrı ve varlık arasındaki ilişkileri derinlemesine ele aldığı konferansta, din ve deizm arasındaki temel farklar, deizmin felsefi temelleri, tarihsel gelişimi ve ateizme karşı sunduğu alternatifler üzerinde durdu.
Prof. Dr. Süt, deizmin, özellikle teizm eleştirisi bağlamında nasıl bir ara form olarak ortaya çıktığını vurgulayarak, bu düşüncenin evrimini katılımcılara anlattı.
Etkinliğin bir diğer önemli konusu ise deizmin türleri, bu inancı şekillendiren düşünürler ve deizme yönelik eleştiriler oldu.
Prof. Dr. Süt, deizmi savunan önemli düşünürleri tanıtarak, bu inanca yönelik eleştirilerin hangi yönlerden yoğunlaştığına dair detaylı bilgiler sundu.
Deizmin düşünsel dünyadaki etkilerini ve yapılan eleştirilerin nasıl şekillendiğini katılımcılara aktaran Prof. Dr. Süt, konferansın son bölümünde nübüvvetin imkânı ve gerekliliği üzerinde durdu. Prof. Dr. Süt, nübüvvetin insanlık için bir yol gösterici ve doğruyu bulma noktasında vazgeçilmez bir kurum olduğuna dikkat çekerek "Nübüvvet, Tanrı'nın insanlarla iletişim kurma biçimidir ve ilahi bir lütuftur. Tanrı, insanlara doğru yolu göstermek için peygamberlerini göndermiştir" dedi.
Prof. Dr. Süt, nübüvvetin imkânı konusunda ise şunları söyledi: "Tanrı’nın insanları doğru yola yönlendirebilmesi için peygamberler aracılığıyla vahiy göndermesi aklen mümkündür. İnsanlar sınırlı akıl ve bilgiyle doğru yolu bulmada zorlanabilir, işte bu noktada nübüvvet devreye girer."
Fuat OTLAK
