Gündem

Dünya Şampiyonu Zorluklara Rağmen Bingöl’de Öğrenci Yetiştiriyor!

Abone Ol

Bocce, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanında ivme kazanan bir spor haline gelirken, Bingöl'den gelen başarı hikâyeleri de dikkatleri üzerine çekiyor. 2022 yılında Mersin’de düzenlenen Türkiye Bocce (Raffa) şampiyonasında dünya şampiyonu olan 27 yaşındaki Milli Sporcu Eda Sayak, Bingöl Gençlik ve Spor Müdürlüğü bünyesinde yetenekli sporcular yetiştirmek için çaba harcıyor.

Ortaokul yıllarında beden eğitimi hocalarının teşvikiyle bocce sporuna yönelen ve o günden bu yana 13 yıldır bu alanda başarılarını sürdüren Eda Sayak, 3 yıldır antrenörlük yapıyor.

“GÜÇLÜ ALTYAPI DERECE GETİRİYOR”

Bingöl'de bocce sporunun, eskisine kıyasla büyük bir gelişim gösterdiğini söyleyen Sayak, özellikle gençler, yıldızlar ve büyükler kategorilerinde dereceler elde ettiklerini ifade ediyor.

Ancak bu başarıların ardında birçok zorluk ve engel olduğunu belirten Sayak şöyle konuştu: “Yer sıkıntısı, saha sıkıntısı ve özellikle Bingöl'deki sert hava koşulları, sporcuların antrenmanlarını düzenli olarak yapmasını zorlaştırıyor. Ve bizim yaptığımız sporun sadece bir dalı kapalı alanda oynanıyor. Bu nedenle diğer Volo ve Petank gibi sporlar, dışarıda oynandığı için yağmur altında antrenman yapmak zorunda kalıyoruz. Antrenman eksikliği çoğu zaman maalesef kaçınılmaz oluyor."

Ancak Sayak, bu zorluklara rağmen, güçlü altyapılarının ve kararlılıklarının, maçlarda iyi bir performans sergileyip derece elde etmelerini sağladığını ifade etti.

“REKABETİN OLDUĞU BİR ORTAMDA BAŞARININ GELMEMESİ İMKÂNSIZ”

Bingöl'de bocce sporunun eskiye göre daha destekleyici bir ortamda geliştiğini belirten Sayak, şunları dile getiriyor: " bocce Bingöl’de eskisine göre daha destekleyici bir durumda ancak halen çevremizdeki insanlar arasında küçümseyenler de var tabii ki. Ancak bunu bocceyle ilgilenen bir sporcuya söylenmesinin de doğru olduğunu düşünmüyorum. Hangi spor dalı olursa olsun, kişilerin teşvik edilmesi ve desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Biz de aynı şekilde bu düşünceyle hareket ediyoruz. Eskiden dört beş sporcu bulunurken, şimdi burada yüzlerce sporcu var. Takım arkadaşım aynı zamanda antrenör Sevilay Gezli ile birlikte, bazı okullarla anlaşma sağlayarak çalışmalar yapıyoruz. Bu sayede sporun daha fazla yayılmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Rekabetin olduğu bir ortamda başarının gelmemesi imkânsız gibi bir şey."

“EN BÜYÜK PROBLEM SAHANIN EKSİKLİĞİ!”

Bingöl'de bocce oyununu daha iyi seviyeye taşımak istediklerini belirten Sayak şunları kaydetti: "Aslında bir projemiz vardı; Gençlik Spor Müdürüyle de bu konuyu görüştük. Burada bir saha tesis edilirse harika olurdu. Proje Bakanlığa sunuldu ancak bunun gerçekleşmesi biraz zaman alacak ve zor bir süreç olabilir. Saha sayısının artırılması ve okullarla anlaşarak her okuldan bir bocce takımı çıkarılması fikrine inanıyorum. Bu şekilde aktif katılım sağlanabilir ve bocce sporunda büyük bir gelişme yaşanabilir. En büyük problem bence sahasının eksikliği, malzemelerin eksikliği. O da desteklenirse bence iyi daha iyi bir duruma gelebiliriz diye düşünüyorum.”

“HER ANTRENÖRÜN KANAYAN YARASI, ZORLAYAN KISIMLAR”

Sayak, alanında yaşadığı zorlukları anlatarak şöyle konuştu: “Bence her antrenörün kanayan yarası zorlayan kısımları. Biz antrenörler sadece sporculara odaklanmıyoruz. Çünkü sporcuların gösterdiği performansı etkileyen birçok faktör var aile, arkadaş çevresi vs. O yüzden antrenörlüğün bu anlamda görevleri çok zor. Tabii antrenör her anlamıyla sporcuyla ilgilendiği zaman onunla hayaller kuruyor sonuçta. O hayali üzerine çalışıp antrenman yapılıyor. Ve bir noktada karşı taraftan desteklenmediğini gördüğünde büyük bir hayal kırıklığına uğruyorlar. Tabii bunu sporcu çok bilmez. Çünkü biz antrenörler çok yansıtmamaya çalışıyoruz. Sporcunun psikolojisini çok etkilenmesini istemeyiz. Kesinlikle bütün herkes sportif bir şekilde bakmalı sporcuya sporcunun başarısı ile ilgilenmeli ve desteklemeli… Sporcunun ne kadar başarılı olduğuna odaklanırsa emin olun çok daha iyi yerlere gelebiliriz. En basitinde bence zaten antrenör mücadele etmezse çok bir olanak da sağlanmıyor diye düşünüyorum. Yani saha tesisi,  malzemeler, çalışma saatleri… Mesela biz izinli olduğumuz günde bile antrenman yapıyoruz.  Hava çok sıcak olduğunda sabahın beşinde, altısında geldiğimiz oluyor. O yüzden bazı şeylerden feragat ediyoruz ve özveri veriyoruz. Bunu herkesin yapması gerektiğini düşünüyorum.  Bazı noktalarda bizim için bazı şeyler yetersiz kalıyor. Çünkü sporcularımız için en iyisini vermeye çalışıyoruz. O yüzden daha özverili olursa, daha sporcu odaklı olursa çok daha güzel olur diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Yeni sporcular yetiştirdiklerini ifade eden Sayak, eğitim verdiği gençlerin, "Hocam ben de sizin gibi olmak istiyorum. Kendi ayakları üzerinde duran başarılı bir sporcu olmak istiyorum." dediğini, bunun da gurur verici ifade etti.

Sayak, Bingöl'de az sayıda olan sporcuların artmasıyla birlikte başarıya olan inancın da arttığını belirterek; Sporun, disiplin, çalışkanlık ve sağlıklı yaşam gibi değerleri kazandırdığını ve gençlerin hayatlarını olumlu yönde etkilediğini vurguluyor.

“KÜÇÜK BİR KIVILCIM GÖRDÜĞÜMDE ELİNDEN TUTARIM”

Sayak, yaşamın her aşamasında mücadele etmenin önemini vurgulayarak, "Bence başka birine iyi gelmek, onun hayatını yönlendirmek, ona katkıda bulunmak bence dünyadaki en güzel şeylerden biri. Çünkü ilerleyen zamanda sporcu bir noktaya geldiğinde tabii ki kendi çabasıyla geliyor ama çocuk bazen istemezken müdahale edersin. Onun içinde yoksa o bir noktada kopar. Ama küçük bir kıvılcım gördüğümde ben onun elinden tutarım ve elimden gelen bütün çabayı veririm. Çoğu sporcum da öyle oldu nedense, zordular. Ama sonunda başardım bunu. Bu yüzden çok mutluyum. Hep bu spor olmak zorunda değil. Herhangi bir hayalleri varsa bunun için mücadele etmeye devam etsin herkes" şeklinde konuştu.

HABER: EYLEM ÖZEN