Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) 2025 bütçe görüşmeleri devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında Mecliste konuşan DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, kur korumalı mevduat sistemi nedeniyle hazinenin 1 trilyon lira zarar ettiğini söyledi.

Hülakü, konuşmasında, “Sizlere bu çatı altında halkın parasının nasıl çalındığını, hazinenin tefecilere nasıl teslim edildiğini, tam da burada, bu sıralarda yoksula, emekçiye nasıl tuzak kurulduğunu anlatmaya çalışacağım. AKP'nin Genel Başkanı, 21 Aralık 2021'de "yeni ekonomi modeli" diye kur korumalı mevduat sistemini duyurdu. O gece dolar kuru 18 liradan 12 liraya düştü. Bu, AKP'nin anlatacağım süreçteki ilk vurgunudur. Evet, kur korumalı mevduatın yasal bir altyapıya ihtiyacı vardı ve alelacele Meclise bir torba yasayla getirildi. 5 Ocak 2022 tarihinde, o torba yasanın görüşüleceği günde, Genel Kurula bir Meclis araştırma önergesi sunduk ve "Kur korumalı mevduatın yaratacağı tahribatlar, zararlar araştırılsın." dedik. Önerge aleyhine bu kürsüye çıkan AKP milletvekili o gün bunları söyledi: "Ne yapmışız biz? Suni birtakım gelişmelerin önüne geçmişiz. Herkes biliyor ki iktisadi zeminde hiçbir kırılma yok, hiçbir sıkıntı yok." Peki, sonuç ne oldu? Her zamanki gibi "AKP sıralarından alkışlar." O gün dolar kuru 13 lira 32 kuruştu. Aradan üç yıl geçti, Sayın Bakan Plan ve Bütçe Komisyonunda "Kur korumalı mevzuattan hızlı bir şekilde çıkıyoruz." dedi. Geçen yıl bütçe görüşmelerinde bu kürsüden aynı ifadeleri kullandı. Peki, ne oldu? AK Parti sıralarından tekrar alkışlar yükseldi. Bugün dolar kuru 35 lira. Şu sıralardan yükselen alkışlar aslında Türkiye'nin hazinesinden 1 trilyon para götürdü, tam 1 trilyon. İki alkış arasında Türkiye hazinesi çöktü” ifadelerini kullandı.

1 TRİLYON LİRA İLE NELER YAPILABİLİR?

Bingöl-Diyarbakır Yolunda Kaza: Araçta Sıkışan 2 Kişi Kurtarıldı Bingöl-Diyarbakır Yolunda Kaza: Araçta Sıkışan 2 Kişi Kurtarıldı

Hülakü, 1 trilyon lira ile yapılabilecek çalışmaları şu sözlerle açıkladı; “Şimdi, bu 1 trilyonluk vurgunun büyüklüğünü anlatmaya çalışalım. Türkiye'nin cari açık toplamı 8 milyar dolar yani yaklaşık 250 milyar TL. Deprem bölgesinde 680 bin konut ve 170 bin iş yerinin maliyeti 100 milyon dolarmış; 300 bin konutu çalınan, çökülen bu parayla yapabiliyorduk. İstanbul'un, Bingöl'ün, Diyarbakır'ın, Hatay'ın, Maraş'ın depreme hazır hâle gelmesinin maliyeti 650 milyar TL; depreme tamamen hazır bir ülkeyi inşa etmek çaldıklarınızla mümkündü. Asgari ücreti insan onuruna yaraşır bir seviyeye çıkarmak mümkündü. Bin kişilik bir öğrenci yurdunun maliyeti yaklaşık 60 milyon TL; 150 bin kişilik öğrenci yurdu yapmak mümkündü. Öğrenci burslarını 3 bin TL'den 10 bin TL'ye çıkarmak mümkündü. Ulaşılmayan bütün ilaçları tedarik etmek yine mümkündü. Bu sıraların neyi alkışladıklarını bilmemeleri, bakın, nelere mal olmuş. Değerli halkımız, emekçiler, gençler, kadınlar; bu sıralardan alkışları duyuyorsanız cebinizi, cüzdanınızı kontrol edin; geleceğinizi, birikimlerinizi korumaya alın çünkü cumhuriyet tarihinin en büyük soygunları buradan yükselen alkışların ardına gizlenerek yapılmıştır.

Tabii, bütçenin sekizinci günü; biz sekiz gündür AK Partililerin alkışlarını duyuyoruz. Tabii, insan arkadaşını, kardeşini, yoldaşını alkışlar, destek olur ama arkadaşı doğru yoldaysa alkışlar, kardeşi doğruyu söylerse alkışlar. Tabii, sizde yoldaşlık olmadığı için onu zaten alkışlamazsınız çok.

Son olarak, burada üzerinde durulması gereken en önemli şey, barışın bu ülkeye maliyeti üzerinde konuşmaktır. Kürt sorununda çözümsüzlüğün ısrarı Türkiye'ye 4 trilyon liraya mal olmuştur. Artık, barışı konuşmanın, müzakereyi, diyaloğu öne çıkarmanın vakti gelmiştir. Barışın maliyetinin negatif olduğu, aksine, Türkiye halkları için refah ve huzur gibi ulaşılması zor kârlar getireceği tarihin bizlere gösterdiği deneyimlerde ve örneklerde açıktır. Yüz yıllık kaybı bugünden başlayarak barışla telafi etmek mümkündür.”

(Haber Merkezi)