Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Develi, konuya ilişkin olarak şu şekilde değerlendirmelerde bulundu:
Yüksek Faizle Borçlanmanın Riskleri ve Etkileri
Son dönemde faizlerin yüksek olması, borçlanma kararlarını daha da karmaşık hale getirdi. Geçmişte düşük faizlerle yapılan borçlanmalar, konut fiyatlarının hızla artmasına yol açtı. Konut, sadece temel bir ihtiyaç olmakla kalmayıp, yatırım aracı olarak da görülmeye başlandı. Ancak yüksek faizle borçlanmak, kişilerin bu süreci yönetmesini zorlaştırabilir. Düşük faiz dönemlerinde konut fiyatları yükselirken, yüksek faizle borçlanmanın getirdiği maliyet artışları, özellikle alıcılar için büyük bir engel oluşturuyor. Bu yüzden borçlanma kararının, faiz oranlarına dikkat edilerek verilmesi gerekiyor.
Konut Değer Kaybı Devam Edecek mi?
Bugün gelinen noktada konut fiyatlarında %26'lık bir artış var, ancak konut reel olarak değer kaybetmeye devam ediyor. Bu kaybın süreceği öngörülüyor. Faiz oranlarının daha ulaşılabilir bir seviyeye gelmesiyle birlikte, konut fiyatlarındaki bu değer kaybının yavaşlayacağı ve hatta duracağı tahmin ediliyor. Şu anda, konut fiyatları enflasyon oranlarının gerisinde kalmış durumda. Enflasyon %2,88, konut fiyatlarındaki artış ise %2,1 civarında. Önümüzdeki dönemde, dezenflasyon süreciyle birlikte faiz oranlarının düşmesi bekleniyor. Bu da konut piyasasını olumlu etkileyecektir.
Faiz İndirimlerinin Piyasa Üzerindeki Olası Yansımaları
Piyasada faiz indiriminin ardından fiyatların artacağına dair ciddi bir beklenti bulunuyor. Faizlerin düşmesiyle birlikte konut fiyatlarının tekrar yükselmeye başlayabileceği öngörülüyor. Ancak bu süreç, dikkatli bir şekilde yönetilmezse, konut piyasasında belirsizlik yaratabilir. Faizlerin düşüşüyle fiyatların artması, ekonomik dengelerin bozulmaması için dikkatle izlenmesi gereken bir gelişme.