Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Türkiye’nin canlı popülasyonu ve tehdit altında bulunan türler ile ilgili duyarlılık çağrısı yaptı.

Bingöl ile birlikte birçok ilde av adı altında yüzlerce yaban hayvanının öldürülmesine izin verilirken, izin verilen türler arasında koruma altında bulunan dağ keçileri de yer alıyor. Bingöl’de 2023-2024 sezonu için 6 Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi ve 4 yaban keçisi olmak üzere 10 yaban hayvanının avlanması için Merkez Av Komisyonunda karar alınırken, 8 yaban hayvanının avlattırılması için geçtiğimiz günlerde ihale açılmıştı.

401 CANLI TÜRÜ TEHDİT ALTINDA

Doğal Hayatı Koruma Vakfından, yaban hayvanlarının korunması ile ilgili yapılan duyarlılık çağrısında şu ifadelere yer verildi; “Ormanlar, göller, nehirler, kentler, kıyı ve denizler... Gezegenimiz birçok farklı ekosistemi barındırır ve bu ekosistemlerde yaşayan her bir canlının eşsiz bir yeri ve görevi vardır. Bu eşsiz canlıları korumak ancak birlikte mümkün. Yaban hayatını ve yaşam alanlarını korumak, yaşamak için ihtiyacımız olan kaynakları ve kendi yaşam alanlarımızı da korumamız anlamına geliyor.
2022 Yaşayan Gezegen Raporu’muza göre 50 yıldan kısa bir süre içinde omurgalı popülasyonlarında %69’luk bir düşüş görüldü. Biyolojik çeşitlilikte görülen bu düşüşün temel nedenleri arasında, iklim krizinin yıkıcı etkileri, ormansızlaşma, sürdürülebilir olmayan tarım ve yasadışı yaban hayatı ticareti gibi insan kaynaklı, türlerin yaşam alanlarının yok olmasına neden olan çevre sorunları yer alıyor.

Türkiye’de de doğal alanlarımızı hızla kaybederken, tehdit altında olan türlerin sayısı da hızla artıyor. Ülkemizde 10.000'den fazla bitki türü, 170’den fazla memeli, 470 kuş, 480 deniz balığı, 350 kelebek, 106 sürüngen ve 80.000'den fazla omurgasız tür yaşamakta. 2018 Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) kırmızı listesine göre ülkemizde 401 tür tehdit altında.

Eğer bu şekilde devam edersek popülasyonlar azalmaya devam edecek, doğal hayat yok olmaya sürüklenecek ve hepimizin bağlı olduğu ekosistemlerin bütünlüğü tehlikeye girecek. Yeni bir başlangıca her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan bu günlerde hem doğanın sağlığını hem de kendi sağlığımızı korumak için yapmamız gereken türleri ve yaşam alanlarını korumaktır. Gelecek nesillere yaşayan bir dünya bırakabilmek bizim elimizde. Bu gidişata dur diyebilecek son nesil biziz.

Bugün harekete geçmez ve somut adımlar atmazsak her şey için çok geç kalmış olabiliriz. WWF- Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) olarak biyolojik çeşitliliğin korunması adına; korunan alanların sayısını ve korunma gücünü artırmak için kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, STK’lar ile birlikte çalışıyoruz.”

(Haber Merkezi)