Ne düşünüyorsun?
Kendini değil mi?
Çekirdek aileni.
Ferdasında hısımlarını, komşularını, dostlarını ve arkadaşlarını.
Biraz daha genişliğine ve derinliğine bakıyorsun.
Yaşadığın sokağın, caddenin ve mahallenin sakinlerini.
Yaşadığın meskûn mahalle bağlantılı herkesin müştereği bilinen herşeyi.
Nihayetinde kendini, kendinle bağlantılı uzak yakın olanı.
Meskûn mahallin fiziki yapısı, yolları, meydanları, alt ve üstyapıların depremlere mukavemeti, ekonomik aktiviteleri, tarihi, kültürü, toplumsal dokusu, psikolojik karekter ve entellektüel birikimi benliğin üzerinde izler bırakıyor.
Yaşanmışlıkların hafızanda kuytulara saklanıyor.
Çağrışımlarla bilince çıkarak tatlı ve acı, neşeli ve kederli anılar olarak beliriyor.
Gelecekte yaşamak istediklerimizle ilgili tasarı ve tasarımlar (tasavvur) şeklinde düşlerimize şekil veriyor.
Geçmiş, "an, lahza, esna,şimdi," gelecek müsellesinde tırnak dahilindekini ihmal ederek ya geçmişe takılıp kalıyoruz ya da mükerrer olan tutumumuzla yine lahzayı es geçerek geleceğe mahkum oluyor, gelecekte yaşıyoruz.
Bütün bu muhtelif söylem ve pratik pozisyonlarda esnayı yoloğlu ediyoruz.
Şimdiyi atlayarak yaşadığımız zaman dilimini başverince mahrumiyetlere maruz kalarak nedametler içinde keşkilere düçar oluyoruz yaşam standartları ve kalitesi eksikliği ve yetersizliği açısından.
Naçizene fikrim sahip olduğumuz paradigmanın (Değerlerin, inançların, düşüncelerin bir bütünü olarak bilim ve günlük hayattaki olaylara bakılan penceredir.) değişmesi gerekir.
Dün , bugün, yarın üçbucakında ana odaklanarak yaşam standartlarımızın kalitesi için bugün vereceğimiz kararlarla geçmişin tatlı hatıralarının ifade edileceği içeriğe sahip olmasını sağlayabiliriz.
Mazi, zaman , istikbal üçgeninde mevcudu yaşayarak zamanda yaşam standartlarımızın kalitesi için vereceğimiz kararların zamanı istikbalin ifade edileceği düşlerimizin içeriğinin sağlıklı ve gerçekleştirilebilir olmasını sağlayabiliriz.
Maddi ve manevi değerlerimizle daha iyi, daha sağlıklı ve her bakımdan keyfiyetli yaşam ölçünlüğünü inşa edecek olan tek tek hepimizin tercihlerinin toplam reyi olacaktır.
Pişmanlık ve keşkelere uğramamak için önümüzdeki dönem yerel yönetim seçimlerinde sözümüz meclisten dışarı olsun bütün kulvarlarda belediye başkanlığı olsun,belediye encümenliği, ilgenel meclisi üyeliği, muhtarlık seçimleri olsun nihai kriterimizin liyakat olması gerekir diye düşünüyorum.
Mahalle ve sokak ağzı ile ifade edersek "Bu beyefendi ya da bu hanımefendi bu işin hakkını verir ve seçilirse hakkıyla hizmet eder, iyi bir yönetci olur." denileni tercih etmeliyiz.
Unutmayalım bizim tercihlerimiz meskûn mahallimizin hayat ölçünlerimizin keyfiyetini ya da aksini belirler.
"GÜZEL, İYİ , SAĞLIKLI, KEYFİYETLİ EŞ YAŞAM ALANLARI SENİN YEĞLEMEN VE HAKKIN."
"Bu yazı muhtelif nedenlerle yazılı
matbuatta yer almayan ve gözden kaçan olumsuzlukların,imkansızlıkların,yetersizliklerin sebebinin yanı sıra iyiliğin, sorumluluğun ve gerçeğin hakkını teslim etmek için tarihe not düşebilmenin çabasıdır."