Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünden Prof. Dr. Sibel Mansuroğlu, Pamukkale Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Veysel Dağ ve Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünden Doç. Dr. Selma Kösa’nın “Bingöl Kent Merkezinde Açık ve Yeşil Alanlar Konusunda Halkın Yaklaşımlarının Belirlenmesi” başlıklı çalışmaları, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisinde yayınlandı.

Çalışma kapsamında, Bingöl kent merkezinde yaşayanların açık ve yeşil alan gereksiniminin belirlenmesi için bir anket çalışması yapıldı.

Çalışma sonucunda, halkın kentteki açık ve yeşil alanları nitelik ve nicelik açısından yetersiz bulduğu, bu alanlara yeterli önemin verilmediği ve kentsel açık ve yeşil alanların artırılmasına yönelik taleplerinin olduğu saptanırken, sorunlara yönelik bazı öneriler geliştirildi.

“PARK VE DİNLENME YERLERİ YETERSİZ”

Bingöl’de anket yoluyla yapılan çalışmaya 125 kadın ve 283 erkek olmak üzere 408 kişi katılırken, Park ve dinlenme yerlerinin yeterli olduğunu düşünenlerin oranı sadece 7.4 olarak belirlendi.

Katılımcıların yüzde 88.5’i ‘park ve dinlenme yerlerinin yeterli olduğunu düşünmediğini’ belirtirken, yüzde 4.2’si kararsız olduğunu ifade etti.

“PARK VE YEŞİL ALANLARA ÖNEM VERİLMİYOR”

Bingöl’de çocuk bahçeleri ve oyun alanlarının yeterli olduğunu düşünenlerin oranı 7.3 olarak belirlenirken, katılımcıların yüzde 90’nı çocuk bahçeleri ve oyun alanlarının yetersiz olduğunu ifade etti.

Çalışmada; spor alanlarını yeterli görmediğini belirtenlerin oranı yüzde 91.7, temiz, güzel ve yeşil bir çevreye gereksinim duyulduğunu belirtenlerin oranı yüzde 81.1, ‘meydanlar ve gezinti/yürüyüş yolları yapılmalıdır’ diyenlerin oranı yüzde 92.7, park ve yeşil alanlara önem verilmediğini belirtenlerin oranı yüzde 77.9, ‘oturma yerleri yeterli değil’ diyenlerin oranı yüzde 83.8 olarak kaydedildi.

UZMANLAR PARK VE YEŞİL ALANLAR İÇİN ÖNERİLERDE BULUNDU

Araştırmacılar, çalışmanın sonuç bölümünde, park ve yeşil alanlar ile ilgili önerilerde bulundu. Çalışmada, şu ifadelere yer verildi; “Bingöl kentinde yaşayanlar tarafından açık ve yeşil alanların nitelik ve nicelik açısından değerlendirildiği çalışmada, halkın kentteki yeşil alanları yetersiz gördüğü anlaşılmaktadır. Yapılan değerlendirmeler ve halkın görüşleri kentteki bazı mahallelerde (Yeni, Yenişehir) hiç açık ve yeşil alan olmadığını, bazı mahallelerde (Bahçelievler, Kültür, Kaleönü ve Mirzan) ise sayısal ve oransal anlamda az olan bu alanların niteliğinin yetersiz bulunduğu anlaşılmaktadır. Kentin genelinde çocuk oyun alanları yetersiz olup, bu alanlara gereken önemin verilmediği vurgulanmıştır. Ek olarak kentteki açık ve yeşil alanların birbiri ile ilişki ve bağlantısının olmaması dikkat çekmektedir. Ankete katılanların “temiz, güzel ve yeşil bir çevreye gereksinim duyulmaktadır” ifadesine katılım düzeylerinin yüksek olması ve kentte meydanlar ve gezinti/yürüyüş yollarının yapılması gerekliliği yönündeki talepleri kentin ihtiyacı olan yeşil altyapı sisteminin kurulamadığının göstergesidir.

-KONUT SAYILARI ARTARKEN YEŞİL ALAN MİKTARI AZALDI-

Yeşil altyapının kullanımı temel olarak kentin büyüklüğü, ne kadar hızlı büyüdüğü, ekonomik durumu ve kentsel yenilemede açık ve yeşil alan yaklaşımını destekleyecek fırsatlar gibi kentin içinde bulunduğu koşullara dayanmaktadır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı olan Bingöl’ün kentsel nüfusunun yüksek (%77,07) olduğu görülmektedir. Bu durum kentte yeni konut alanlarına olan ihtiyacı arttırırken, açık ve yeşil alan miktarının azalmasına yol açmıştır. Örneğin, şehir merkezinde yer alan İnönü Mahallesinde Karayolları 84. Şube Şefliği alanını da kapsayan kentsel dönüşüm projesi ile bölgedeki açık ve yeşil alan miktarı ciddi oranda azaltmıştır. Benzer şekilde çoğunlukla tek ve üç katlı bahçeli konut alanlarının yoğun olduğu Kültür Mahallesinde yapılan kentsel dönüşüm projesinde de mahallenin dokusunun değiştiği dikkat çekmektedir.

Bu ve benzeri projeler kentteki açık ve yeşil alan miktarının azalmasına neden olurken, kent kimliğinin de olumsuz etkilenmesine yol açmıştır. Ayrıca bu projeler kentteki yeşil alanlar arasındaki bağlantıyı da kaldırmıştır. Örneğin kentteki bu proje sahaları Kültür Parkı ile karayolları sahası ve askeri alanın bir bölümünün bütün olarak kentsel yeşil altyapı sistemi içerisindeki bütünlüğünü ortadan kaldırmış durumdadır. Oysa kentsel dönüşüm çalışmalarının kentlerdeki planlama ve tasarım hatalarının düzeltilmesi açısından bir fırsat olarak değerlendirilmesi ve bu anlayışla yönlendirilmesi gereklidir.

Kentsel dönüşüm sürecinde ranta bağlı yaklaşımlarla hareket edilmesinin WHO (2017) tarafından tanımlanan kentsel açık ve yeşil alanların kent sakinlerinin doğayla iç içe olabileceği fırsatlar sunması, kentsel biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülmesine katkı sağlaması, hava veya gürültü kirliliği gibi çevresel tehlikelerin azaltılması, aşırı hava olaylarının (sıcak hava dalgaları, aşırı yağışlar veya sel) etkilerinin azaltılması, kentsel yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, kent sakinlerinin sağlığı ve refahını iyileştirmede rol oynaması gibi işlevleri yerine getirememesine yol açacağı unutulmamalıdır.

Kentlerde açık ve yeşil alan gereksinimlerinin yerel ölçekte belirlenmesinde içerisinde kent yönetimi ve halkın bulunduğu demokratik bir yaklaşımın kullanılması, konuya çok boyutlu bir yaklaşım getirmesi yanında ileride ortaya çıkabilecek sorunları uygulama öncesinde ortaya koyması açısından önemlidir. Bu yaklaşım sadece halkın görüşlerini almak değil aynı zamanda yerel yönetimlerin içerisinde bulunduğu koşulları ve sorunları halka açıklamak açısından da değerlidir. Ancak planlama ve uygulama öncesinde çeşitli yollarla belirlenen halkın görüş ve isteklerinin uygulama sırasında ve sonrasında devam etmesinin sorunların çözümlenmesine destek olabileceği üzerinde durulması gereken bir konudur.

Antalya'da motosiklet kazasında ölen gencin cep telefonu çaldı, yanıt veren olmadı. Antalya'da motosiklet kazasında ölen gencin cep telefonu çaldı, yanıt veren olmadı.

Sonuç olarak, yerel yönetimler tarafından düzenli aralıklarla, halkın açık ve yeşil alanlar konusunda görüşleri, anket ve karşılıklı görüşme yöntemleri kullanılarak, planlama ve tasarım çalışmaları başlatılmadan önce belirlenmeli, uygulama sırasında ve sonrasında görüşlerin alınmasına devam edilmelidir. Buna ek olarak gerekli durumlarda konuyla ilgili farklı uzmanların görüşleri doğrultusunda, halkın görüş ve isteklerinin uygulanabilirliği değerlendirilmelidir. Elde elden veriler kitle iletişim araçları aracılığı ile halka duyurulmalı ve geri dönüş sağlanmalı, gerekli durumlarda meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı geniş katılımlı toplantılar ile sorunlar ve çözümleri sonuca bağlanmalıdır. Tüm bunlar yapılırken görüşüne başvurulan kişi ya da kişilerin tarafsız, konuyla ilgili samimi görüşlerini bildirmesi sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde elde edilen verilere göre açık ve yeşil alanların planlama ve tasarım çalışmalarının uygulanmasına halkın maddi ve manevi yönden destek olması sağlanabilir.”

Ömer ŞANLI