Sevgili Okurlarım, "keşke çocukluğumuzda bakkallarda satılan bayram harçlığımızla alıp patlattığımız bir şey olsaydı."

Sevgili Okurlarım,

"keşke çocukluğumuzda bakkallarda satılan bayram harçlığımızla alıp patlattığımız bir şey olsaydı."

Hey gidi günler hey..!

TÜM KAPASİTESİNİ KÖTÜ YÖNDE KULLANIR. FETÖ BENZERİ YAPILARIN OLUŞUMU. Torpille geçen yüzyıl.

"Torpil patlatmayan var mı? Mahallenin en kuytu köşesine saklanıp Cuvvv! diye patlayınca hiç sesini duymayan.

Torpil patlarsa, sesi duyulur.

Torpilsiz iş bulabilen insandır.

Torpilsiz günler dilerim. Mustafa Kemal’in uygulamalarının İslâm’a aykırı bulunduğu yer yok mu var diye biliyorum ben de.

Bu iş için iki kişi olmazsa olmaz şart. Üçüncü kişinin dahil olması ise en ideal. Biri torpili tutar, biri ateşler ve üçüncü arkadaş da etrafı kolaçan eder, gelen giden duyan bilen yerin kulağı var mı? Tabi ki bu yaşanacak atraksiyonlar öncesinde, patlama anında nereye kaçılacağı, mahallede beklenmeyen olası kovalamacalar sonrası nerede buluşacağımızı tesbit etmekte çok önemli değil mi? "

Doğduğumuz andan itibaren iliklerimize kadar işlemiş Torpil. Hayatımızın ihtiyacı haline gelmiş ne yazık ki bununla ülkemizde yaşıyoruz.

En basiti çocuğumuzu yurda yerleştireceğiz mutlaka bir tanıdık bulma çabası içine giriyoruz. Ya da hastaneden bir randevu alacağız, randevu 3 ay sonraya verince birilerine ulaşmaya çalışıyoruz. Belki de bunun bizim için daha hayırlı olur inşallah diye nedense düşünmüyoruz.

Torpilin patlayıcı madde zararlı bir oyuncak olduğunu zamanla öğreniyoruz parmaklar  kopunca, kazalar can kayıpları verdiğimizi kul hakkına girdiğimizi.

Sevgili okurlarım, hayatın içinde kullandığımız Torpille kirlendik, çamura battık uzun vadede toplumumuz da yarattığımız infial ne boyutta acaba diye düşünüyorum. Bu Torpilden nasıl kurtulurum. Torpil İstemiyoruz diye sesini duymak istiyorum. Yardımcı olabilir misiniz lütfen.

1990'lı yıllarda hatırlıyorum da henüz 20'li yaşlarda, çevremin beni Belediyeye sokmak için öneriler sunduklarında ısrarla ayak diremiştim. Hayır ben kendi çabamla bir yerlere gelmek istiyorum diye. Aptallıktır dediler yine de yılmadan usanmadan çalıştım.

Mustafa Kemal Atatürk neden böyle yapmamış ki. Bilinçli olarak siyonistlerin planları doğrultusunda yerlerinden yurtlarından edilenler kim var kim yok belli oluyor zaten? Gerçeklerin farkına var artık diye düşünüyorum. Ömrünü dine adayan Şeyh Said İslam şehidimizdir #TheBoys. 1925 yılında yaşanan olaylardan dolayı Tasnif Dışı dışı ibaresi ile kapalıdır. Genelkurmay belgelerine ulaşmak istiyorum ama olmuyor. Cevap bekleyenler var.

Mesaj kutuma düşen e-maillere bakarken, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Prof. Dr Behçet Özkara Hocamın saçını başını yolduran sözleri çınlıyor kulaklarımda. Ne yazık ki acı gerçekler ile yüzleştiriyor bizleri, verdiği istatistiksel veriler ile üniversitelerimizin durumu başım dönüyor vallahi!

Anlatıyor Behçet Özkara Hocamız..

2015 yılı çalışması (Çetin Önder/Selin Aydın Hocalarımız bu çalışmayı yapmış)

Üniversite sistemimize ışık tutacak bilgiler;

5 yıllık periyotta Hocalar ne yapmış ona bakıyorlar.Ve şöyle birşey buluyorlar.

Bu 5 yıllık süreçte tek bir tane uluslararası makalesi olan Hoca yüzdemiz %20.

Tüm Türkiye genelinde işletme bölümünde ya da başka bölümlerde de bu çalışma yapılsa ne yazık ki iş değişmeyecek derecede korkutucu.

Yıllık ortalaması 1 olan Hocayı ele alıyorlar. Her yıl sadece 1 tane uluslararası makale basan binde 6.

İşletme dalında sadece 9 Hoca uluslararası makale yazmış.

Başka bir çalışmaya dikkat çekiyor.!

2020 yılında Volkan Doğan Hocanın yaptığı bir çalışma.

İşletmedeki bir ana bilim dalını ele alıyorlar ve ömür boyu bakıyorlar üniversite hocaları ne yapmış diye.

1450 Hocamız var bu ana bilim dalında. 1450 Hoca arasında ömürleri boyunca uluslararası tek bir yayın yapmış Hoca sayısı 217. Geri kalan 1200 Hocadan ses yok, yayın yok. Koca bir sıfır. Sıkıntımız büyük. Bunu düzeltmek zorundayız. Türkiye bunu hak etmiyor.

Devam ediyor istatistikler..

2 ve üzeri yayın yapan 128

3 ve üzeri yayın yapan 87 yani yüzde 6

8 ve üzeri yayın yapan 30 kötü bir haber verelim 30 Hocadan 12 tanesi yurtdışına gitmiş yani ,%40’ı gitmiş.

YÖK’ün çalışmasına gidelim.Yiğidi öldür,hakkını vermek gerekiyor. Bu sayıların verilmesiyle, denetimler sayesinde çok ufakta olsa oynamalar var. Düzelme henüz yok. En azından bir denetim geldi.

68 üniversitede öğrencilerin yaptığı sektörel endüstriyel proje sayısı, Sıfır

89 üniversitede Teknokent ve teknoloji projelerini katılan öğrenci sayısı, Sıfır

74 üniversitede endüstri ve ortak yürütülen proje sayısı, Sıfır

106 üniversitede uluslararası değişim programından gelen Hoca sayısı, Sıfır

60 üniversitede sosyal sorumluluk projesi, Sıfır

Hocaların yayınlarına baktığımızda,

Ulusal hakemli dergilerde geçen yıl Hocaların ortalaması 0,5 üzeri olan Hoca sayısı, 208 olan üniversite sayısında sadece 6.

1’in altında olan yine 6.

Sayılar korkutucu. Bir kısım üniversiteler var ama daha fazla var olmalı. Bazı üniversiteler ölmüşler, toprak atanımız yok.

Dünyada durum nedir bakalım.

Almanya 4.7

Fransa 2.4

ABD 11.8

Türkiye tüm üniversite ortalamaları 1.05

Sorun para değil. Sorunu şu şekilde örneklerle açıklıyor.

Rektör, kızını aldırıyor, çocuklarını aldırıyor, çevresini aldırıyor,karısına yüksek lisans yaptırıyor.

Bir Hoca emekli oluyor ve rektörün oğluda o üniversitede olduğu için Hoca’nın boşalan manzaralı odasına, rektörün oğlu geçiyor ve bunun gibi birçok örnekler.

Hayatın gerçeklerini söyleyip istatistiklere döktüğü için adanmış bir ruh olan Behçet Özkara gibi Hocalarımız

Cimer’lere şikayet ediliyor,halk arasinda fitne fesat çıkardığı kindarlığa yönlendirdi diye ne alaka anlatıyor sıkıntılarımızı sıkılıyor artık bu şikayetlerden. Çalışıyor istatistikler sunuyor, kirlilik alarmı veriyor.

Ama torpille bir yerlere gelenler pişkin pişkin oturuyor, yüzü bile kızarmıyor, utanmıyor, göğsünü gere gere aramızda görmekten mutluluk duyuyoruz ve önünde düğme ilikleyip pof pof pofluyor. Hangimiz buna ses çıkarıyor,ve gündemimize taşıyoruz futboldan öte..Bunda suçlu da Ak partisi, CHP'si yok bu işin.

Biz kirlendik Sevgili Okurlarım.

Doğuştan genlerimize kadar işlemiş olan Türkiye ‘deki Liyakatsızlık sorununa, Torpil arayışımıza dur demeliyiz.

Konuyu merak etmeli ve araştırmalıyız, gündem manşet haberlere yer vermeliyiz ve hakikatler acıdır ve bunlarla yüzleşmeliyiz, hakkaniyet ile bakmayı öğrenmeliyiz.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Prof Dr Behçet Özkara Hocamızın samimiyetle geçmişten günümüze kadar döktüğü istatistikleri için kendi adıma teşekkür ediyorum.

Hiçbir işimizde Liyakatsızlık Torpil istemiyoruz, Kamuoyuna Duyurulur.

Kamu spotu çekildi mi? Okullara, ticarethanelere,şirketlere, üniversitelere,hastanelere, tüm kamu binalarına depreme dayanıklılık testi yapılıp asıldı mı?!!

Her bir birey kendisini bireysel olarak düzeltmek zorunda ya da…

Ümidimizi kaybetmeden çalışmalıyız öyle değil mi Sevgili Okurlarım.

Velhasıl kelam..

Bingöl balı tatlıdır ve tüm hakları saklıdır izinsiz olarak kullanılamaz iktisap edilemez değiştirilemez.

#Torpilistemiyoruz

#Liyakatsızlıkistemiyoruz

#Liyakatistiyoruz