Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde yer alan Bingöl'ümüz Osmanlı Devleti zamanında komşu illere bağlı olarak idare edilmiş, cumhuriyet'in ilanından sonra 1926 yılında Elazığ'a 1929 yılında da Muş vilayetine bağlanmıştır.
Bingöl, 1936 yılında vilayet olmuştur.
1945 yılında da il merkezi olan Çapakçur’un adı Bingöl olarak değiştirilmiştir.
Nam-ı diğer Çevlik.
Karer Yaylası da Bingöl coğrafyasının çetin doğa koşullarına sahip bir parçasıdır.
Altı aydan fazla kış yaşanır.
Karer Yaylası Cumhuriyet'in kuruluşunda Bingöl / Kiğı ilçesine bağlı dokuz köyden oluşur.
Dokuz muhtarlık ile idare edilen yalnızlığın, çaresizliğin, terkedilmişliğin resmidir.
Karer Yaylası:
Adaklı ilçesi'nin oluşturulmasıyla Adaklı ilçesi'nin idari yönetimi altına girmiştir.
Bingöl'ün kuruluş dönemlerinde idari yönetiminde yer alan Karer Yaylası'nın fedakâr, çileli insanları şehrin gelişimine yönetimde bulunduğu süre içerisinde katkıda bulunmaya çalışmışlar.
Eğitim-öğretime önem vererek teşvik etmişler.
Devlet bürokrasisinde önemli bir oranda görev almışlar.
Çalışkanlığın, başarının ve azmin ifadesi olmuşlardır.
Bu nedenle;
Hizmet ettiği şehrin insanlarının yüreğinde ve benliğinde yer etmiş.
Hafızalarının bir köşesinde bir anı olarak saklanmış ve yeri geldiğinde seleflerinin haleflerine bir nasihatı misali anlatılarak anılarda hakkı teslim edilmiştir.
Karer Yaylası sakinleri, geçmişten bugüne sürekli bir yer değiştirme halindedir.
Bingöl'ümüzün kurulmasıyla il merkezine göç etmiştir.
Devamında 1970'lerden bugüne ekonomik, sosyal, politik ve toplumsal nedenlere dayalı olarak özellikle İzmir, İstanbul gibi şehirlere iç göç, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkerine de dış göç yaşanmış, yaşanmaktadır.
Ülkemizin güzel coğrafyasının güzel bir parçası olan Bingöl'ümüzün güzel bir yaylası Karer'de bugün de
insanlar çok zor şartlarda yaşamaktadır.
Adaklı Karer Yaylası.
Hayvancılık için de çok elverişli bir yayladır.
Beritanlar ve çevre köyler için vazgeçilmez özelliklere sahiptir.
Yine bu yaylalarda yapılan arıcılıktan elde edilen bal yurdun her tarafından aranır durumdadır.
Bugünden geriye dönüp tarihin tozlu sayfalarını karıştırdığımızda;
1.Cihan Harbi'nde Rus askerlerinin mevzilendiği ve buradan öteye bir adım bile atamadığı üç stratejik tepeden biri olan Karer Yaylası'nın Karer Dağı, Karerli Küçük Ağa'nın önderliği ile; Karer Dağları Sığı Boğaz'nda milli kuvvetler cephe almaya başlamış.
Karerli Küçük Ağa'nın önderliğinde gösterilen direnişle yerine çakılan Ruslar ardından Osmanlı Kuvvetleri'nin yetişmesi ile iki tümen askerimiz de bu milli kuvvetlere katılarak Ruslar püskürtülmüş.
On beş günlük bir mücadele sonunda Ruslar büyük kayıplar vererek Şerafettin ve Çavreş Dağları'na doğru kaçmaya başlamışlar.
1.Dünya Savaşı’nın bu cephesinin kaderini belirlemede payı olan Karer Yaylası'nın sakinlerinin fedakârlığının değeri ne hepimiz biliyoruz.
Yol yok.
Sağlık ocağı yok.
Okul yok.
Hizmet yok.
Yok oğlu yok...
Kısacası; dert çok derman yok...
Ya da eksik bırakılan hizmetler var.
Bu hiç olmayan ya da eksik bırakılan hizmetler giderilemeyecek sorunlar değildir.
Sonuç olarak Karer Yaylası'nın sorunlarının teşhisi bizden çözümü ise il yöneticilerimiz tarafından olacaktır.
Karer Yayla'mıza sahip çıkalım kaderine terk etmeyelim.
İnanıyorum ki bize hizmet veren makamlar bu sorunlardan haberdar değiller.
Karer Yaylası'nın dokuz köyünün eksik kalan hizmetlerinin giderilmesi umudunu taşıyorum.
İlimiz yöneticilerine güveniyorum umudumuzun sesi olacaklardır.